Milliyet Gazetesi Pembe Nar Röportajı 2. Bölüm
Diş hekimi fobisi toplumda görülen en yaygın fobilerden biridir. Maalesef çocuklara bu korku en çok yetişkinler tarafından yerleştiriliyor. Bir çocuğa diş hekimine gelmeden ‘’ Korkacak birşey yok.’’ derseniz, söylediğinizin aksine korkulacak bir şey ile karşılaşma endişesi yaşatırsınız. ‘’ İğne yapmayacak.’’ dediğinizde de benzer bir durum oluşur. Bundan farklı bir tutum ise yaramazlık yapan çocukların doktor amca ya da teyze iğnesi ile korkutulması. Umarım hala bu tarz cümleler kurulmuyordur. Çocukların diş hekimleri ile tanışması ve ilk etkileşimleri çok önemli. Bu nedenle basit tedaviler ile başlamak gerekir. İnanın bazen sadece birlikte diş fırçalayıp klinikten gönderdiğimiz çocuklar bile oluyor. Bazı çocuklar ilk seansta, bazıları ise ancak birkaç seans sonra ağız içi müdahalelere izin verir. Ebeveynlerin ve diş hekimlerinin sabrı ve karşılıklı iletişimleri bu noktada çok önemlidir.
Yapılan araştırmalar, insanların ilk görüşmelerinde en çok karşısındaki kişinin gülüşüne dikkat ettiğini gösteriyor. Dişlerinize verdiğiniz önem kişisel bakımınızı ve kendinize verdiğiniz önemi gösterir. Dişlerinden mutsuz olan insanlara dikkat edin, kahkaha attıkları sırada bile elleriyle ağızlarını kapatırlar. Hastaların ortodontik tedaviden sonra en çok söylediği cümle ‘’Artık doyasıya gülebiliyorum. ‘’ Bu mesleğin en güzel yanı bu işte!
Son yıllarda oldukça popüler olan bir deyim. Gülüş dizaynı, gülüş tasarımı, gülümseme estetiği… Hepsi aynı kapıya çıkıyor. Diş hekimleri ve ortodontistler olarak yaptığımız şey zaten estetik bir gülüş tasarlamak. Değişen tek şey nasıl yaptığımız. Teknoloji çağında yaşıyoruz ve bu her meslekte olduğu gibi diş hekimliğinde de gidişata yön veriyor. Dijital ortamın diş hekimliğine entegre olduğu bir çağdayız. Dişleri ufak bir kamera yardımı ile tarayarak dakikalar içinde üç boyutlu modelleme yapabilir durumdayız. Artık kliniklerimize fotoğraf stüdyoları kuruyoruz. Başta diş hekimine gelip flaşların altında fotoğraf çektirme fikri hastalara komik geliyordu. Ancak ne kadar hassas çalıştığımızı görmek hoşlarına gidiyor. Her şey daha detaylı ve aslında daha kolay gelmiş durumda.
Çok sık sorulan bir soru. Öncelikle diş beyazlatma diş hekimleri tarafından yapılması gereken bir uygulamadır. Klinikte diş hekiminin uygulaması ile olan ofis tipi ve hastaya verilen plaklar ve jeller ile yapılan ev tipi bulunmaktadır. Kombine olarak her ikisi de uygulanabilir. Bunun dışında tek diş renkleşmelerinde yapılan beyazlatmalar da vardır. Hekim tarafından yapılan bu uygulamaların zararı yoktur.
Maalesef piyasada diş beyazlatıcı adı altında satılan birçok kozmetik ürün bulunuyor. Diş minesi çok hassas bir yapıdır ve bazı hasarların geri dönüşü mümkün değildir. Karbonat vb. Aşındırıcı maddelerin kullanılması diş minesini geri dönüşümsüz bozar.
Günde iki kez diş fırçalama ve diş ipi kullanımı en temel diş bakımıdır. Yılda iki kez diş hekimine muayene olmanız sizi oluşacak diş eti problemlerinden ve diş çürüklerinden korur. Unutmayın dişiniz ağrımaya başladığında birkaç durak geçmiş olursunuz. Bol kahkahalı ve keyifli günler dilerim.
Sağlıklı ve sevgi dolu gülüşler diliyoruz.